Microsoft, yeni Copilot Sonbahar Sürümü ile yapay zekâ deneyimini tamamen yeniden tanımlıyor. Şirket, bu güncelleme ile AI’ı insanın hizmetine sunmayı, kullanıcıların hayatına doğrudan fayda sağlayan bir dijital yardımcı haline getirmeyi hedefliyor. Mustafa Suleyman’ın açıklamasına göre Copilot artık sadece bir araç değil, aynı zamanda “insan merkezli teknoloji” vizyonunun somut bir adımı.
İnsan Odaklı Yapay Zekâ Yaklaşımı
Microsoft, Copilot için yalnızca verimlilik artıran bir yazılım değil, insanı merkezine alan bir dijital yol arkadaşı tanımı yapıyor. Şirketin yeni stratejisi, teknolojiyi insanların dikkatini çalan değil, onlara zaman kazandıran bir araç haline getirmek üzerine kurulu.
Mustafa Suleyman bu vizyonu şöyle özetliyor:
“Teknoloji, insanlara hizmet etmeli. Asla tersi değil.”
Bu fikir, Copilot’un temelini oluşturuyor. Microsoft’un amacı, kullanıcıların yaratıcılığını ve üretkenliğini artırmak, ilişkilerini güçlendirmek ve hayatlarını kolaylaştırmak. Copilot, kullanıcıların karar alma süreçlerinde destek oluyor, yeni fikirler üretmelerine yardımcı oluyor ve kişisel ihtiyaçlarına göre şekilleniyor.
Copilot’un Yeni Özellikleri
Bu sürümle birlikte Microsoft, Copilot’a 12 yeni özellik ekledi. Her biri, yapay zekânın kişiselleştirilmiş ve bağlamsal bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Yeni sürümün öne çıkan özellikleri üç ana tema etrafında toplanıyor: bağlantı, kişiselleştirme ve sağlık/öğrenme.
AI That Connects Us – İnsanları Birbirine Bağlayan Yapay Zekâ
Microsoft, yapay zekânın yalnızca bireysel değil, sosyal bir araç olabileceğini vurguluyor. Yeni Copilot Groups özelliği, 32 kişiye kadar kullanıcının aynı anda sohbet edebilmesini, beyin fırtınası yapabilmesini, planlama veya ortak yazı yazma gibi görevleri paylaşabilmesini sağlıyor.
Bu özellik sayesinde Copilot, grup içinde özetler çıkarıyor, görevleri paylaştırıyor ve oylamaları yönetiyor. Böylece ekip çalışması veya sınıf içi projeler daha düzenli ve verimli hale geliyor.
Bir diğer yenilik olan Imagine bölümü, kullanıcıların yapay zekâ tarafından oluşturulan içerikleri yeniden düzenleyip paylaşmasına imkân tanıyor. Kullanıcılar, diğerlerinin paylaştığı fikirleri beğenebiliyor ve kendi ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirebiliyor. Microsoft, bu özelliği “kolektif yaratıcılığı büyüten bir ekosistem” olarak tanımlıyor.
Personalized to You – Tamamen Kullanıcıya Göre Şekillenen Copilot
Copilot artık kullanıcılarını daha iyi tanıyor. Yeni sürümle birlikte gelen Memory & Personalization (Hafıza ve Kişiselleştirme) sistemi, Copilot’un uzun vadeli hatırlama yeteneğini devreye alıyor. Örneğin, bir maraton antrenmanını veya yıldönümünü hatırlatabiliyor ve gelecekteki konuşmalarda bu bilgileri hatırlatabiliyor.
Kullanıcılar, Copilot’un hafızasındaki bilgileri istedikleri zaman düzenleyebiliyor, silebiliyor veya güncelleyebiliyor.
Ayrıca Copilot artık Gmail, Google Drive, OneDrive ve Outlook gibi hizmetlerle doğrudan bağlantı kurabiliyor. Bu sayede kullanıcılar, tüm dosya ve e-postalarını doğal dilde arama yaparak bulabiliyor. Microsoft, bu sistemin tamamen kullanıcı izniyle çalıştığını ve gizliliğin merkezde olduğunu vurguluyor.
Yeni Mico karakteri ise Copilot’a sıcak ve samimi bir yüz kazandırıyor. Microsoft Copilot’tan ilham alan bu karakter, sesli konuşmalarda renk değiştiriyor, jestlerle tepki veriyor ve kullanıcıyla daha doğal bir iletişim kuruyor. Mico, isteğe bağlı olarak devreye alınabiliyor ve deneyimi daha insancıl hale getiriyor.
Sağlık ve Eğitimde Yeni Dönem
Microsoft, Copilot’un yalnızca üretkenlik için değil, sağlık ve eğitim alanında da destek sağlayan bir araç olmasını istiyor.
Yeni Copilot for Health özelliği, kullanıcıların sağlıkla ilgili sorularına güvenilir kaynaklardan yanıt veriyor. Bilgiler, Harvard Health gibi güvenilir tıbbi kaynaklara dayandırılıyor. Ayrıca Copilot, kullanıcıların uzmanlık, konum ve dil tercihlerine göre doktor bulmalarına da yardımcı oluyor.
Eğitim tarafında ise Learn Live özelliği, Copilot’u bir tür Sokratik eğitmen haline getiriyor. Kullanıcılar sesli komutlarla öğrenme sürecini etkileşimli hâle getirebiliyor. Copilot, sadece cevap vermek yerine sorularla düşünmeyi teşvik ediyor ve görsel araçlarla öğrenmeyi kolaylaştırıyor.
Edge ve Windows’ta Yeni Copilot Deneyimi
Microsoft, Copilot’u artık işletim sistemi ve tarayıcıyla daha derin entegre hale getiriyor.
Edge için Copilot Mode, artık bir “AI tarayıcı” gibi çalışıyor. Kullanıcı izin verirse Copilot, açık sekmeleri analiz edebiliyor, özet çıkarabiliyor, hatta otel rezervasyonu veya form doldurma gibi işlemleri otomatik yapabiliyor. Yeni Journeys özelliği ise geçmiş taramaları anlamlı hikâyeler halinde düzenleyerek kullanıcıların projelerini kolayca yeniden başlatmasını sağlıyor.
Windows 11 tarafında ise Copilot, her bilgisayarı bir AI PC haline getiriyor. Yeni “Hey Copilot” komutu sayesinde kullanıcılar bilgisayarlarıyla konuşarak işlemler başlatabiliyor. Copilot artık dosyaları özetleyebiliyor, görsel yardımla görev rehberliği sunabiliyor ve yakında metin tabanlı etkileşimlerle daha esnek hale gelecek.
Ayrıca Pages özelliği artık çoklu dosya yüklemeyi destekliyor; kullanıcılar aynı anda 20 dosyayı yükleyip ortak çalışabiliyor. Yeni Copilot Search sistemi ise klasik arama sonuçlarını AI destekli yanıtlarla birleştiriyor.
Geleceğe Doğru
Microsoft, kendi geliştirdiği MAI-Voice-1, MAI-1-Preview ve MAI-Vision-1 modellerini Copilot’a entegre etmeye başladı. Bu modeller, gelecekte daha yaratıcı ve dinamik yapay zekâ deneyimlerinin temelini oluşturacak.
Yeni özellikler şimdilik ABD’de aktif, ancak önümüzdeki haftalarda Birleşik Krallık, Kanada ve diğer ülkelere de yayılacak. Kullanıcılar Copilot’a iOS ve Android uygulamaları üzerinden ya da copilot.microsoft.com adresinden erişebilecek.
Microsoft’un mesajı net: “Yapay zekâ insanın yerine geçmek için değil, onu güçlendirmek için var.”